Aciz.Net

İslam'da Mutlu Evliliğin Sırları

EVLİLİK ÖNCESİ;

Güzellik izafidir. Çok güzel eş aramayın, sadece "kIvIlcIm almanIz "yeterlIdIr! "Bu kIşI Ile bir ömür geçer, dIş görünüşü ItIcI gelmedI " denemIz yeterlIdIr. Çünkü güzellIk ön planda yapIlan evlIlIklerIn ömrü en çok bIr yIldIr.

Eş adayInda IkIncI önemlI konu: karakter meselesIdIr! CImrI mI, kompleks sahIbI mI, pIsIrIk mI, doyumsuz mu, gösterIş meraklIsI mI, ... Tüm aranan huylarIn bir kişide toplanması imkansız ama asgari özellikler mutlaka olmalı ve bu önceliklerinizi iyi tetkik etmelisiniz!

Evlilik öncesi detaylI konuşulmalIdIr; hayattan beklentIler, ev, eşya, çocuk...

Evlenmeden önce tüm eşyaların alınmasında ısrar edilmemelidir, zamanla alınan eşyalar daha değerli olur, eve renk getirir. Öncelikli olanlar alınmalıdır başta, sonra ikinci öncelikliler...

"Evliliklere ne oluyor?" İsimli Makale (Mustafa İslamoğlu)

Kanayan bir yara bu. Herkes üstünü örtse de alttan alta kan gidiyor. Korkarım, bu hengamede, bir çok yuva kan kaybından çökecek.

Aile "son kale" idi, değil mi?

Evet, sosyal anlamda aile, bir toplumu ayakta tutan son kaledir. Bir bina için sütun, bir doku için hücre, bir tarla için tohum ne ise, bir toplum için de aile odur. Ailenin birlik ve dirliği, tıpkı suyu oluşturan hidrojen ve oksijenin birliğine benzer. Eğer bu ikisini birleştikten sonra ayırmaya kalkarsanız; biri yanıcı, diğeri yakıcı iki gaz elde edersiniz. Bu durumda ortada sudan eser kalmaz.

Evlilikte 'Mutluluk' için 14 Öneri (Aile Huzuru için Tavsiyeler)

Sevmek ve sevilmenin yanına bir de bunların ifade edilmesi eklenmelidir. Sizde eşinizle önerilerimize kulak verebilir, mutluluk için aslında minik adımların yeterli olabildiğini görebilirsiniz.



1. Tebessüm gösterin



Evliliklerde en çok yaşanan sıkıntıların başında eşlerin birbirlerine karşı asık suratlı ve somurtkan bir tavır sergilemeleridir. Asık bir surat, baskılanmış öfke ve sıkıntıların su yüzüne çıkmasına yardımcı olur. Asık bir surat negatif enerji yayar. Evinizi soğuk bir ortama çevirir. Halbuki güleryüz ve tebessüm, muhabbetin kaynağıdır. Muhabbet, bizi mutlu edecek yegâne ilaçtır. Eşinize karşı tebessüm göstermek zor olmasa gerek…



2. Eşinizin ellerinden tutun

Bebek yapmak için fazla seks yapmak şart mı?

Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Sağlığı Direktörü Prof. Dr. Aydın Arıcı ve Fertijin Kadın Sağlığı Merkezi'nin Direktörü Op. Dr. Seval Taşdemir, doğurganlık için kadın ve erkek nasıl seks yapmalı konusunu tartıştı.

Prof. Dr. Aydın Arıcı: "Her gün ilişkiye girmeyin, baba olma şansınız düşer"

Çocuk isteyen çiftler ne sıklıkta ilişkiye girmeli?

Çiftlerin hamilelik mucizesini gerçekleştirme şansı her ay yüzde 30'dur. Tabii ki düzenli ilişki kurmak kaydıyla... Düzenli demek, her fırsatta ilişki demek değil. Bir gün arayla ya da iki-üç günde bir, bu işin kararıdır. Yani her ilişkiden sonra bir gün tatil!

Her gün ilişkiye girerlerse ne olur?

Çok sık ilişkiye girildiği taktirde meninin hacmi ve sperm sayısı azalır.

Sekse çok ara vermek spermleri güçlendirir mi?

Çok ara vermek de sorun yaratır. İki hafta hiç ilişkiye girmedikten sonra gerçekleşen ilişkide, çıkan sperm sayıları yüksek olsa bile hareketlilik düşer.

Ayın hangi dönemleri çiftler için şans artıyor?

28 günde bir adet gören kadında 14. gün yumurtlama günüdür. Dolayısıyla 10. günden itibaren gün aşırı ilişki olması, hamilelik şansını en çok artıran tempodur.

Erkekleri utandıran cinsel sorun

Cinsel yaşam mutlu ilişkilerin yürütülmesi için en önemli etkendir. Fakat bazen çiftlerin karşısına öyle sorunlar çıkar ki cinsellik sadece aynı yatağa girmekten öteye gidemez. Özellikle erkekler, yaşadıkları sorunlardan utandıkları için cinsel yaşam da bu sorunlarla birlikte biter.



Erkeklere çocukluklarından beri öğretilen “Sen erkeksin” düşüncesi yatakta da her zaman başarılı olması gerektiğine işaret eder. Oysa bazen erkeklerin karşısına da kendilerinin baş edemeyeceği sorunlar çıkabilir. Örneğin her 10 kişiden ikisinde görülen erken boşalma problemi. Uzmanlar bu problemin tedavisinin sanıldığı kadar zor olmadığını söylerken erkekler bu problemi dile getirmeye bile utanıyorlar.

Erkeklerin cinsel hayatta yaşadıkları konusunda görüştüğümüz Prof. Dr. Bülent Atıcı erken boşalma ve sertleşme sorunları hakkında bilgi verdi.

40 KRİTİK YAŞ

Erkeklerde cinsel işlev bozuklukları denilince ilk olarak akla neler gelmesi gerekiyor?

Zinaya yaklaşmayın....!

Dinen ve kanunen cezayı gerektiren,meşru olmayan cinsi münasebet.Aralarında bir nikah bağı bulunmayan mükellef yani cezâî ehliyete sahip bir erkekle,kadın arasındaki gayri meşru ilişki.

Zina,bütün dinlerde yasak edilmiş olup,çirkin bir fiildir.İnsanlara zarar verir.Cemiyetin ahlâki ve aile düzenini yıkar.Haya,utanma ve iffet duyguları zedelenir.Akrabalar ve arkadaşlar arasındaki işlenen zina fiili,dostlukların yıkılmasına,sevgi bağlarının kopmasına sebep olur.

Nesebin,soyun bozulması,zinanın yayılması ile olur.Zinanın haram ve suç olduğunu Allahü Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de çeşitli ayetlerinde bildirmiştir.

NEFSE HAKİM OLMAK

İsrailoğulları arasında, bir Abid kişi vardı; geceleri hz.Allah''a ibadet eder, gündüzleride malını halka satardı.Hemen her zamanda, nefsine şöyle derdi:
Ey nefsim Allah'tan kork..

Günlerden bir gün, yine malını satmak için evinden çıktı.Valinin kapısı önüne geldi; malının adını söyleyerek seslendi.

Valinin hanımı baktı ki;kapıda duran çok güzel yüzlü, benzeri görülmemiş bir erkek.

Kadına nefsi musallat oldu, onu evine çağırdı ve şöyle dedi:
Ey satıcı, üzerini değiştir, ipekli elbiseler giy ve buradan istediğin kadar mal al.

MUTLU BİR YUVA KURMAK İSTEYENLERE...

Dr. Yusuf Karaçay

“İçinizden bekâr olanları evlendirin” mealindeki âyeti bizim arkadaşlar “Evlenmeyi düşünenlere yol gösterecek bir yazı yayınlayın” diye de tefsir ettikleri için, hayli zamandır sıkıştırıyorlardı beni. Ve, evlilik hazırlığı yapan gençlerin çeyizinde bulunsun diye tavsiyelerimi kaleme aldım. Yazdıklarım kişisel fikirlerim sayılmaz; çoğu terapistin de katılacağı tavsiyelerdir bunlar.

Şanslı olduğunuzu da bilin. Bizim zamanımızda bu konularda pek konuşulmaz, fikir verilmezdi. Evli-barklı, olgun-oturaklı abilerimiz hep çok daha mühim mevzuları anlatır, bu konuya gelince susarlardı. Dinî dergilerde de yer almazdı bu konular, gençlerin zihni dağılmasın(!) diye. Öyle olunca da biz fısır fısır konuşurduk aramızda: “Evlensek mi acaba? Nasıl biriyle evlensek?” “Hoşlandığım bir kız var ama namaz kılmıyor, problem olur mu dersin?” “Büyüklerimin bulacağı bir kızla evlensem mutlu olur muyum sence?”

Çağın Hastalığı Can Sıkıntısı

7’den 70’e herkesten duyarız bu sözü, “bu gün çok canım sıkılıyor” Dünya hayatının tüm zevklerini hızla tüketen ve yalnızlığa mahkum olan, bir gençlik geliyor.

“İNTERNET” “Sanal dünyaya hoş geldiniz.”

İyi ve dozunda kullanıldığında teknoloji harikası diyebiliriz. Fakat iyi kullanılmadığı taktirde, “Teknoloji hastalığı, yani can sıkıntısı” ve beraberinde getirdiği ruhsal tahribatlar yaşayabiliriz.

Hayatta maddi-manevi başarısızlığa iten alışkanlık; 31!

AŞAĞIDAKİ İBRETLİ HİKAYEMİN SABIRLA OKUNMASI, BÜTÜN GENÇLERİN FAYDASINA OLACAKTIR.

Bu sayfada yapılan açıklamalar gerçekten doyurucu; konu ile ilgili bütün meseleler toplanmış.
Şunu ifade etmek istiyrum ki; masturbasyonun zararları ile ilgili yapılmış olan bütün açıklamalar doğrudur, yaşayan birisi olarak tasdik ediyorum.

Şu an yaşım 36 ve iki çocuk sahibiyim.

Maalesef, benim bu kötü ilgim bayağı küçük yaşımdan beri vardı. Sebebi ise zannımca, benden 6 yaş büyük abimin çekinmeyerek benimle çok şeyi konuşması ve dediğim gibi, çok küçük -belki 6- yaşımdan beri dikkatimin o tarafa çekilmesi olabilir. Başka da bir sebebe ulaşamıyorum.

Filmlerde Bilinçaltı Mesajı, mutlaka okunmalı...

Bilinçaltı çoğumuzun bildiği ya da duyduğu bir kavram. Bu kavram bilincimizin farkında olmadığı ama davranışlarımızın yönlendirilmesinde önemli rol oynayan bir yapıyı belirtiyor. Bilinçaltının en önemli özelliği ise bilicimizin farkına varmadığı olayları, sesleri, resimleri kaydetmesi. Siz beş katlı bir binaya çıkarken merdivenleri saymıyorsunuz ama bilinçaltınızda bu sayıyı biliniyor ve kaydediliyor. Aynı şekilde bebekliğimize dair anlıları bilinçaltı kayıtlarının arasında bulmak pekala mümkün. Bunlar nasıl mı gerçekleşiyor? Gözde bilimsel olarak “fovea hareketleri” isimlendirilen hareketler bulunuyor. Bu hareketler sayesinde göz devamlı çevremizi tarıyor ve aldığı bilgileri bilinçaltına atıyor. Bizler bu bilinçaltına gönderilen verilerin çok ama çok az bir kısmını hatırlayabiliyoruz. Burada önemli olan nokta bilinçaltına gönderilen verilerin karar verme ya da eyleme geçme aşamasında fikirlerimizi ve davranışlarımızı direkt olarak etkilemesi.

CHATE EVET:-)

ERKEK: s.a
KADIN:a.s
ERKEK:nasilsin kardesim?
KADIN:elhm iyiyim ya siz?
ERKEK:Allaha hamduseanlar olsun binlerce kez..
KADIN:amin ins.
ERKEK:nerelisiniz?
KADIN:niye sordunuz?
ERKEK:sohbet etmek icin ortak konular yakalamak lazim oacidan yani…
KADIN:ozel konulara girmiyorum kusura bakmayin:(kendini agirdan satan kadin tipi)
ERKEK:siz beni yanlis anladiniz kardes ben sadece islami konularda fakir alisverisi yapmak istiyorum…
KADIN:buyrun o zaman konu belirleyin?
ERKEK:peki konumuz izdivac olsunmu?
KADIN:olabilir.

Aşka kurbanı gönül kuşları

Şirinmi şirin bir yuvanın tatlı mı tatlı bir gönül kuşu. O kadar çok sevimli ve bir o kadar masum gönül kuşu.. Anadan ayrı yardan ayrı damla damla yalnızlığın sultanı. Bazen hasret kabarırken yüreğinden bazen özlemle kavrulan gönül kuşu.. Bazen kırlarda uçan bazen kendini dağlara vururan gönül kuşu..

İşte bu kadar masum Sevgiye hasret bir gönül kuşu vakit geçirmek isteyen ve işin gırgırında olan bir vefasızın pencerine konar. Olayın şamatısında olan gırgırcı ev sahibi içeriye buyur eder. Sevgi için açan yüreği, kalbinden söküp alarak onunla oynaşmaya başlar. Aklına gelen her türlü oyunu oynama derdindedir.. Sıkılasıya kadar bu oyununa devam eder ve kendine yeni bir oyuncak bulduğunda ya da oyuncağında sıkıldığında onu kenara atıverir..

Uyan Ey Gözlerim...

Nedir bu dünya koşuşturması?Nereye kadar gidecek bilemiyorum.Bugün bizim olan şeyler yarın uçup gidecek;bunu hepimiz biliyoruz.Peki neden bu herşeyi parçalarcasına peşinden koşulan dünya hevesi.Halbuki zaman o kadar hızlı geçiyorki;artık asırlar kısa geliyor.Bu kısacık ömürde sadece maddiyat düşünmek niye?Niye birbirimizi kırıyoruz?Neden ibadet ve ubudiyetlerimizi tam olarak yerine getiremiyoruz?Neden nurlu İslam yolu varken biz başka yol arıyoruz.

Rüya Dünya ve Ahiret

Yaşadığımız dünyaya ait bütün bilgileri, duyularımız vasıtası ile öğreniriz. Duyu organlarımız aracılığı ile bize ulaşan bilgiler, bir dizi işlem sonucunda elektrik sinyallerine dönüşür ve bu sinyaller beynimizdeki ilgili noktalarca yorumlanır. Beynimizdeki bu yorumlamalar sonucunda bizler yediğimiz yemekten tat alır, bir kuşun ötüşünü duyar, gülün kokusunu hisseder, dikenin acısını bilir, çizdiği derimizi de görebiliriz.